Aslında aylardır Türkiye'nin Irak ve Suriye'de geniş çaplı derinlikle stratejik operasyonlar yapacağı bekleniyordu ve öyle de olmaya başladı.
Bildiğiniz gibi Kuzey Irak'ta Pençe-Kilit kodlu operasyonda terör örgütüne ağır darbeler vuruluyor. Halen de devam ediyor.
Yoğun çatışmaların gerçekleştiği harekatta maalesef önceki gün beş evladımızı şehit verdik. Ruhları şad olsun.
Ancak bölgeden aldığımız haberler terör örgütü PKK'nın yaz yapılanmasına dönük altyapısının imha edildiği, Irak'tan Suriye'ye geçiş yollarının kontrol altına alındığı ve 'stratejik tutunma' derinlikli harekatın bir süre daha devam edeceği yönünde. Batı sektörü de atış altına alınmaya başladı bile.
YOLDA GELİYOR
Bu harekat devam ederken PKK terör örgütünün kolu olan YPG Suriye yapılanmasının da tekrar hareketlenmesi üzerine yeni bir gündem maddesi daha oluştu: Suriye'ye de bir başka büyük operasyon. Özellikle de Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın Suriye'yi işaret eden son açıklamaları sonrası.
DESTEKÇİLER ARTIK SIR DEĞİL
Şüphesiz; hem Irak'ta hem de Suriye'de PKK terör örgütünün yeniden hareketlenme sinyalleri vermesinin perde arkasında hatırı sayılır batı ülkelerinin desteği de herkes tarafından tabii ki de biliniyor.
Bu eksende zaman zaman Rusya'nın da terör örgütüne angaje olarak kabul edilebilecek bir garip ilişkisi de var. Yani terörle mücadelede Türkiye'nin yanında duran masum olarak tanımlanabilecek bir ülke yok gibi.
Ek olarak, son zamanlarda Suriye'de terörist PKK/YPG, Suriye kuzeyinde saldırı ve tacizlerini iyice arttırdı.
PEKİ HAREKAT NERELERE OLACAK?
Şimdi stratejik askeri risk analizi yaparak olası harekat hazırlıklarını biraz açalım.
Bu noktada yıllardır problem olan ve Ruslar nedeni ile tam müdahale edilemeyen Tel Rıfat bölgesi terörist kaynağı olarak bir çıban başı gibi kaldı. Burası Rusya ile görüşülen ve geniş operasyonlar için hazırlık yapılan ilk nokta.
Türkiye, 2016 Ağustos'undan bu yana Fırat Kalkanı, Zeytin Dalı, Barış Pınarı ve Bahar Kalkanı Harekatları ile çeşitli derinliklerde Suriye içinde de-facto bir tampon bölge ekseni oluşturdu. Bu bir işgal değil, aksine Birleşmiş Milletler sözleşmesinin 51. Maddesinin tanıdığı meşru müdafaa hakkının tanıdığı bir haktan kaynaklandı.
Özellikle ABD ve Rusya ile bu bölgelerde kapsamlı mutabatlar imzalandı. Ancak maalesef iki ülke de taaahütlerine uymadı. Bu da beraberinde terör yapılanmalarının zemin kazanmasına yol açtı. O açıdan rahatsızlık yaratan ve harekat için düşünülen 2. bölge de Münbiç olarak karşımıza çıkıyor.
3.hassas nokta da Ayn'el Arab. PKK/YPG'li teröristler Ayn'el Arab ilçesinden Gaziantep Karkamış'a havan ve roketlerle saldırdı. Sınırda Köprübatı Hudut Karakolu'nda bir askerimiz şehit oldu. Bu nedenle burası da Türkiye'nin harekat yarıçapında olacak.
Bu üç önemli bölgeyi aklımızda tutalım. Türkiye ilgili ülkelere gereken uyarıları yaptı. Görünen daha önce olduğu gibi beklenen adımların atılacağı yönünde.
Sinema diliyle 'Pek Yakında.'